"Milli Mücadele, Çanakkale Zaferinin devamıdır''

Bu yıl “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, kapılarını Kocaeli Kongre Merkezinde kitapseverlere açtı. Farklı alanlardaki söyleşi programları ve imza etkinlikleriyle düzenlenen kitap fuarında, birçok muharrir, edebiyatçı, akademisyen ve entelektüel isim kitapseverlerle bir ortaya geliyor. Müellifler Ömer Türker ve Beşir Ayvazoğlu, Karamürsel Alp Salonunda kitapseverlerle bir ortaya geldi.

“HANİFİLİK, ANADOLU’YA TÜRKLERLE GELDİ”

“Anlamı Tamamlamak: Fikir Geleneğimizin Kurucu Unsurları” isimli söyleşinde konuşan Muharrir Ömer Türker, “Eşarilik Hicri 3. Yüzyılın sonunda kuruluyor. İmam Eşari 330 yılında vefat etti. İmam Eşari, Mürteziliğin içerisinde çıkan bir düşünürdür. Kendisi 40 yaşından sonra ehlisünnet mezhebine iştirak ediyor. Ehlisünnet daha eski başından beri kalabalık kitleyi oluşturan ehlisünnet ekolüdür. Birinci ekol budur. İslam dünyasında teorik kanıyı taşıyan kıymetli şahsiyetlerin kıymetli bir kısmı bu ekol içerisindedir. Maturudilik aslında İmam Ebu Hanife’nin talebeleri tarafından gelişen bir ekoldür. İmam Maturidi’nin yapıtları ile birlikte de sistemleşmeye başlıyor. Özellikle Türklerin bulunduğu coğrafyada yaygınlaşmıştır. Türklerin bulunduğu bölgelerde bu yüzden ötürü iki büyük akım var; Hanifilik ve Maturidilik. Aslında Maturudilik, Hanifiliği Mezhebinin inanç versiyonunu temsil etmektedir. Türklerin, Anadolu’ya gelmesi ile birlikte Hanifilik de Maturidilik de sistemli bir biçimde Anadolu’ya geliyor” tabirlerini kullandı.

GAZALİ’DEN SONRA İSLAM DÜNYASI

Yazar Ömer Türker, “Türklerin Anadolu’ya gelişinde kritik bir eşik var. İmam Gazali’den sonra İslam Dünyasında disiplinler iç içe girmeye başlıyor. Yani ekoller birbirleri ile çok yakınlaşmaya başlıyorlar. Ekoller ortası bilgi akışı epeyce güçlenmeye başlıyor. İmam Razi, Fahrettin Razi ile birlikte bu süreç sistemli bir formda yeni bir akım doğuruyor. Bir alimde şayet Razi ismini duyarsanız Rey sözünde geliyor ve Rey, bugün ki Tahran’ın bir mahallesidir. İran, 1500’ten sonra Şiileşti. İran Şiileşmeden evvel İslam Dünyasının düşünür ambarıdır aslında” dedi.        

“ANADOLU’DA DİRENİŞİ YAZANLAR”

“Anadolu’da Direnişi Yazanlar Kurtuluş Savaşı ve Edebiyat” isimli söyleşisinde konuşan Şair ve Muharrir Beşir Ayvazoğlu, “Çanakkale Zaferi Ulusal Çabayı ateşleyen bir savaştır. Ulusal Çabayı Çanakkale’nin devamı olarak görebiliriz. Ulusal çabayı, Çanakkale’de sivrilen kumandanlar yönetti. Ulusal Gayretten sonra bir ulusal marş müsabakası açıyorlar. Ödülde o devrin hatırı sayılır bir fiyatı, 500 liradır. Müsabakaya 724 şiir katılıyor. Bunların içerisinden yedi adedini seçiyorlar. Bu yedisinin dışındaki şiir ve metinler, şiir manasında bir kıymeti olmayanlardır o kadar berbattır. Bu kahramanlığı anlatmak için Mehmet Akif üzere konvansiyonel bir lisana gereksinim vardı. Yani Balkan harbi sırasında, dünya harbi sırasında hakkın sesleri, Süleymaniye kürsüsünde, Fatih kürsüsünde, Berlin hatıratlarını yazmış bir şairin lisanı lazımdı” dedi.   

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı