Depresyon, ergenlerin intihar düşüncelerini tetikleyebiliyor! Empati, sabır ve uzman yardımı hayati önem taşıyor!

Ergenlerde depresyon ve anksiyete belirtileri gözlendiğinde, ailelerin ve öğretmenlerin destekleyici bir yaklaşım sergilemeleri gerektiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, ‘Yaşamak istemiyorum’, ‘Keşke hiç doğmasaydım’, ‘Herkes benden kurtulsa daha uygun olurdu’ üzere sözlerinse ciddiye alınması gerektiğini vurguladı. Eda Ergür intihar eğilimleri olan ergenlere yaklaşırken hassasiyetin büyük kıymet taşıdığını ve ergenlerin ciddiye alındığını hissetmeye muhtaçlığı olduğunu aktardı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, son dönemde sıkça gündeme gelen ergenler ortasındaki intihar artış oranlarını kıymetlendirdi.

Psikolojik ve toplumsal faktörler intihar teşebbüslerinde tesirli olabiliyor!

Ergenlerin intihar eğilimlerinin, birden fazla faktörün bir ortaya gelmesiyle ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu faktörler biyolojik, ruhsal, toplumsal ve çevresel ögeleri içerir.” dedi.

Ergenlerde intiharın en yaygın nedenlerinden birinin depresyon olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Duygusal boşluk, ümitsizlik ve yetersizlik hisleri, gerilim, tasa ve de karamsar kanılar ergenlerin intihar kanılarını tetikleyebilir. Bunların yanı sıra fizikî, duygusal ya da cinsel istismar üzere travmatik tecrübeler de intihar riskini arttırabilir. Bu ruhsal faktörlerin yanı sıra aile içi sorunlar, akademik baskı, zorbalığa maruz kalma, dışlanma ve hatta günümüzde sıklıkla duyduğumuz toplumsal medyada yaşanan karşılaştırmalar ya da maruz kalınan içerikler üzere toplumsal faktörlerin de ergenlerde görülen intihar teşebbüslerinde rol oynadığı söylenebilir. Bilhassa, dayanak eksikliği ile duygusal yahut toplumsal problemlerin birleşimi, ergenleri intihar fikirlerine daha yatkın hale getirebilir.” açıklamasını yaptı.

‘Keşke hiç doğmasaydım’ üzere sözler, erken müdahale için önemli…

Ergenlerde depresyon ve anksiyete belirtilerinin, çoklukla davranışsal, duygusal ve fizikî değişikliklerle kendini gösterdiğini lisana getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şunları söyledi:

“Ergende gözlemlenen belirtileri ailelerin ve öğretmenlerin fark etmesi durumunda destekleyici bir yaklaşım sergilenmeli. Daha evvel keyif alınan aktivitelerden uzaklaşma, toplumsal ortamlardan uzaklaşma, okul muvaffakiyetinde düşüş, daima üzgün ve umutsuz olma, yorgunluk, uyku ve iştahta bariz değişiklikler üzere belirtiler gözlemlendiğinde depresif duygulanım akla gelmeli. Öte yandan daima kaygılı olma hali ya da huzursuzluk, felaket senaryoları, kendini tabir etmede ve odaklanmada zorluk, kaçınma davranışı ya da çarpıntı, terleme, mide bulantısı üzere fizikî semptomlar gözlendiğinde ise anksiyete göz önünde bulundurulmalı. Bu iki durum başka görülebileceği üzere birlikte de gözlenebilir.

Eğer belirtiler 2 hafta ya da daha uzun sürüyorsa, günlük fonksiyonelliği ve münasebetleri etkiliyorsa, kendine ziyan verme davranışı ya da intihar kanıları varsa acil profesyonel bir takviye alınmalı. ‘Yaşamak istemiyorum’, ‘Keşke hiç doğmasaydım’, ‘Herkes benden kurtulsa daha uygun olurdu’ üzere tabirler duyulduğunda ciddiye alınması hayli değerli. Erken teşhis ve müdahale, ergenin sağlıklı bir gelişim süreci için kritik kıymet taşır. Aileler ve öğretmenler, bu belirtileri fark ettiklerinde bir uzmanla irtibata geçmeliler.”

Ergenlerin ciddiye alınmaya muhtaçlığı var!

İntihar eğilimleri olan ergenlere yaklaşırken hassasiyetin büyük kıymet taşıdığının altını çizen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Öncelikle ergenlerin ciddiye alındığını hissetmeye muhtaçlığı vardır, bu sebeple hislerini küçümsemeden, yargılamadan dinleyerek hislerini paylaşmaya teşvik etmek, yalnız olmadığını hissetmesine yardımcı olarak inançlı bir ortam sağlamak kıymetlidir.” dedi.

Ergene yaklaşımda hassaslık göstermenin kıymetli olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Ergende gözlemlenen sözel sözlerin yanı sıra davranışsal ipuçlarını da önemseyerek onları rahatlatacak bir alan sağlamak, yalnız olmadığını hissetmesine yardımcı olacaktır. İntihar planı varsa ya da kendine ziyan verme riski yüksekse, vakit kaybetmeden bir ruh sıhhati uzmanından yardım almak gereklidir. Empati, sabır ve uzman yardımıyla sürece gerçek biçimde müdahale etmek hayati değer taşır.” Halinde konuştu.

Aileler, küçük yaşlardan itibaren çocuklarıyla sohbet etmeli!

Ergenlerde intihar eğilimini azaltmak için ailelerin oynadığı rolün hayli kritik olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Ailelerin öncelikli olarak çocuklarıyla bağlantılarını güçlendirmeleri gerekir. Bunun için ergenin hislerini anlamaya çalışarak, yargılamadan dinlemeleri ergenin ailesi tarafından önemsendiğini hissetmesine yardımcı olacaktır.” dedi.

Küçük yaştan itibaren çocuklarla günlük hayat olayları ve hissettikleri hakkında sohbet etmek için fırsatlar yaratmanın ergenlik periyodunda de irtibatın olumlu olmasına takviye olacağını lisana getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, sözlerini şöyle tamamladı:

“Koşulsuz sevgi ve kabul görmek ergenin inançta hissetmesini sağlar ve gerilim düzeyini azaltır. Toplumsal çekilme, ümitsizlik tabirleri üzere intihar fikirlerine işaret edebilecek değişiklikleri gözlemleyerek, erken müdahalede bulunmak kollayıcı olacaktır. Aile içinde hürmet, sevgi ve anlayışın ön planda olması ergenler için destekleyicidir. Ailelerin farkındalığı ve etkin takviyesi, ergenin gerilimle başa çıkma hünerlerini geliştirerek intihar riskini değerli ölçüde azaltabilir. Erken farkındalık ve sıcak bir aile ortamı bu süreçte hayati değere sahiptir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı